Kayıtlar

17 Ay Sonra...

Resim
Selamlar! Bir buçuk sene sonra geri döndüm! :) Aylar önce bir yorum gelmiş 'tez zamanda dönersin inşallah' diye. Döndüm işte, geç olsun güç olmasın. Önceki yazılarımı dönüp okudum, şu an yaşasam kendimi asarım dedirten şeyler yaşamışım ama yazılardaki enerjime hayran kaldım. Nasıl başarmışım bilmiyorum, yine öyle yazabilir miyim onu da bilmiyorum. Üzerimde biraz baskı var bu yüzden, tekrar öyle yazabileceğimden emin değilim. Efenim, bu blog anonim güya ama beni yakından tanıyan herkes blogu biliyor. Yani okuyucu kitlemin %90ı son bir senede neler yaptım biliyor ama olsun ben yine de anlatayım; Tekrar yatay geçiş yaptım, ehe. Hobi gibi oldu, ne yapmaktan zevk alırsın diyenlere yatay geçiş diyebilirim artık. Oradan oraya atladım ama sonunda en başından beri istediğim yere geldim. Roller coaster gibi inişli çıkışlı bir üniversite hayatım oldu. 3.sınıfta geçiş yapınca alttan dersler kaldı, okulum uzadı ama sorun etmiyorum. Şimdilik tek derdim bu vaktimi iyi değerlend

Yeni Sehir Yeni Çevre Yeni Moody

Resim
Yurtta iki kişilik odada kalıyorum. O da arkadaşım benden tam 3 yaş küçük. Çok tatlı bir kız aslında ama çok zıt özelliklerimiz var. O asla yalnız kalmak istemiyor. Çöp atmaya giderken, yemeğe giderken, okula giderken hep yanına yoldaş arıyor. Sürekli konuşmak istiyor, ortam sessiz olunca rahatsız oluyormuş. Televizyonu sürekli açık bırakırmış ses olsun diye. Ben de devamlı ses olduğunda çok rahatsız olurum. Sessizliği ve yalnızlığı severim. Çok iyi niyetli, kibar ve temiz bir kız ama biraz önyargılı yaklaşıyorum. Onun dışında bizim yurtta Kıbrıstaki sınıfımdan üç tane arkadaşım var. Biri sevdiğim ama pek muhabbetim olmayan, biri pek sevmediğim, diğeri de hiç konuşmuşluğum olamayan bir kızdı. (Ne güzel özetledim!)O sevdiğim dediğim kızla gelmeden önce de konuşuyorduk. Ben yurda ondan sonra geldim, o çoktan üç dört tane arkadaş edinmişti. Arkadaşlarından iki tanesi bizim gibi Kıbrıs'tan geçiş yapan diyetetik okuyan kızlarmış. Dördümüz arkadaş olduk, okula beraber gidip geli

Sonunda benim de yüzüm gülüyor be!

Resim
Bir buçuk aydır yazamadım. O kadar çok şey oldu ki. Şuan hangisini yazsam bilmiyorum. İnişli çıkışlı çok garip bir dönemden geçtim ve birçok kez tam anlamıyla -sınandığımı- hissettim. Şuanda yukarıda fotoğrafını gördüğünüz odadayım, o masada o bilgisayardan yazıyorum bu satırları. Ve Kırıkkale 'de değil Kastamonudayım .  Şuradaki yazıyı yazdığım sırada Kastamonu'yu hiçbir şekilde istemiyor, Kırıkkale çıksın diye dualar ediyordum. Pazartesi günü sonuçlar açıklandı, Kırıkkale beni kabul etmiş. O kadar mutlu oldum ki, hoplaya zıplaya haber verdim herkese, tam bir hafta sonraki pazartesi günü gittik ailecek Kırıkkaleye. Allahım! Dağın başına şık şık şık şık diye iki üç bina kondurmuşlar, girişine üniversite yazmışlar. Al sana okul. Gittik kaydı yaptırdık, haritalara bakıyoruz hiçbir yerde bizim fakülte yok. Sonra yurtlara bakarken öğrendik ki bizim fakülte başka yerdeymiş. Bütün fakülteler orada, sadece bizimki başka yerde! Merkez kampüs şehrin girişinde, Ankara tarafı

Moody'nin Ic Sesinden: Güzellige Dair

Resim
Herkesin elbet bir zayıf noktası vardır. Ama benim zayıf noktam değil bildiğin öldürücü yaralarım varmış onu fark ettim. Az önce roman okuyordum. Kadın lise hayatının ne kadar güzel olduğundan bahsetmiş. O satırları okurken bir an içimin acıdığını hissettim. Benim ne ilkokul ne de lise hayatım güzel geçti. Şimdi üniversitedeyim, o bile olabildiğince çalkantılı. Okulu bıraktım, tekrar hazırlandım, Kıbrısı kazandım, şimdi de yatay geçiş yapmaya çalışıyorum. Ama en çok acıtanı lise. Lisede genel olarak içime kapanıktım az ve öz arkadaşım vardı. Hep aynı kişilerle takılırdım. Dönem dönem farklı arkadaşlarım oldu ama ya kazık yedim ya da gerçek yüzlerini görünce ben kestim konuşmayı. Sadece lise 1'den beri konuştuğum üç arkadaşım vardı benim. En yakın arkadaşım dediklerim. Geçen sene onlara verdiğim değerin de acayip boş olduğunu, kendimi resmen kullandırttığımı ve mal yerine konduğumu fark edince onlarla da konuşmayı kestim. Liseden konuştuğum kimse kalmadı haliyle. Lisede de pek ge

Moody, Türkiye'ye Geçiyor!

Resim
Aslında biraz hüzünlü biraz duygulu bir yazı çiziktirecektim şuralara ama sonra dedim ki kuzum senin hayatında önemli gelişmeler oldu anlat bakiyim insanlara! En son ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum bile. Finallerden sonra Türkiye'ye, eve döndüm. Ramazanın son haftasına kadar sürekli evdeydim. O haftadan itibaren bu güne kadar ev-memleket-antalya üçlüsünde yaşadım ki şuan say deseniz sayamam kaçar defa gidip geldiğimi. Sürekli oradan oraya geçirdim tatili, genel olarak güzeldi. Özellikle Violet'le Antalya'da beraber geçirdiğimiz günler çok güzeldi. Öğlene kadar uyuduk, kalkıp giyinip kahvaltıya gittik sonra saatlerce gezdik akşam 12lerde 1lerde döndük eve. İlk gittiğimizde ilk gün 7 saat Markantalyada ikinci gün 8 saat Terracity'de dolaşarak avm rekorumuzu kırdık. Antalya Aquarium'u gezdik. Düden Şelalesi'ne gittik. Oyuncak Müzesi'ni gezdik, Bugs Bunny ile fotoğraf çekildik. Phaselis'e gidip güzel güzel yüzdük cayır cayır yandık. Bubblegum'lı

Konserde Snap Çekmeyenler Derneği

Resim
Filmlerde görür imrenirdim, konserde ilk sıralarda duranlara. Ulan resmen eziyet! Sıcak hava, iğrenç koku, ezilen ayaklarım, milletle göt göte durmam, sigaralardan yanacağım korkusu, zıplayanların dirseklerinin kafama kafama çarpması, milletin koltuk altına sıkışan saçlarım. Gece 1'de  servisi kaçırıp okulda kalmış olmamızdan bahsetmiyorum bile. Şimdi diyeceksiniz ne negatif kız. Eğlenmeye gitmiş ettiği laflara bak. Ben size olayı en baştan anlatacağım şimdi: Cuma günü Magosa'da Duman konseri vardı. Otobüs kiralayıp gittik. Kalabalığı takip ederek festival alanını bulduk. Sahnenin önüne küçük bir sahne daha konulmuş, gölge ve ateşle dans gösterileri yapıldı. Kızlarla beraber gidebildiğimiz kadar öne gittik. O sırada çok kişi yoktu zaten alanda. Dans gösterisi bittiğinde biz ikinci sıraya kadar gelmiştik. Sonra bir anda ne olduğunu anlamadık, öndeki şeridi kaldırmışlar. Herkes hurraaaaa öne akın etti. Ezildik, tabi hepimiz şoktayız. Sonra yine ilerledik biz de. Bu sefer de

Sarhostum ama Hatırlıyorum

Resim
Geçen gün küçük çaplı bir Girne maceramız oldu. Hem alışveriş yapacaktık hem ben liseden arkadaşımla görüşecektim hem de akşam festivale gidecektik. Gittik hiçbirini yapmadan döndük. Akşam bari bara falan gidelim eğlenelim dedim, Süslü ve Patlıcan'la Patlıcan'ın barmenlerini tanıdığı bir Pub'a gittik. Barda oturuyoruz, barmenle muhabbet ediyoruz. Şişe açtırdık, ben vodka istedim. 40tl dedi tamam dedik açtırdık.  Kızlar daha iki yudum içmemişken benim ilk bardak bitti. Azıcık hissettim kafamın arkasında bir bulanıklık. Bir lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım ayıldım geldim. Kızlar ilkini bitirmemişken ben ikinciyi de üçüncüyü de içtim. Aman yarabbi. Kızlar önümden bardağı aldılar zaten ama benim kafa fena. 80ler 90lardan şarkılar çalıyor. Ben de şarkıları hiç bilmem. Telefondan soundhound açıp şarkıyı buldurup sözlerini açıp okuyarak bağıra bağıra söylüyorum. Bir ara deli gibi saçlarımı sağa sola salladığımı hatırlıyorum. Baktım olmuyor, su istedim. Bari alkolün etkis