Neler Oluyor Hayatta #3 || Hepii de Börtydey


Oh mis! İştahları bir kabartalım! :) Çarşamba günü ev arkadaşım, pizza yemeye gidelim diye tutturdu. Bana anlatacakları varmışmışmış.. 
Evde olan biteni pek anlatmadım ama her gün ayrı bir fiyasko olduğunu bilmeniz yeterli.
  

Normalde önceden bir şey planlanmamışsve bana DAN! diye "Hadi şuraya gidelim! Hadi şunu yapalım!" dendiğinde-aslında eve gittiğimde yapacağım tek şey dizi izleyip uyumak olsa da-gidesim gelmiyor. Gelmiyor arkadaş! Yapım böyle.
Geçen sene ilk defa bunu Nimbus kırdı, beni zorla Black'in doğum gunune götürdü. Etüt merkezinde yere yatıp ters dönmüş hamam böceği gibi (Hey Gregor Samsa, naber?) ayaklarım havada tepinmiştim. 
Buraya geldiğimde de bir defa desten sonra otururken sinemaya gidelim demişlerdi o zaman da sinema evime yürüme mesafesinde olunca gitmiştim.



Dün de sabah lab finalinde Apple gelip "......'nin doğum günüymüş, akşam kutlayacağız ben size onu söylemedim dimiii" dedi, eskiden her bokunu bana söylerdi artık Birdy ile takılıyor, bu konuda da çok kırgınım ya neyse. Akşam o kızın doğum gününü kutlamaya tekrar okula geldik. Yurtta kuzeniyle aynı odada kalıyor; slide hazırlamışlar, yere küçük mumlarla kalpler çizmişler, balonların üstüne komik şeyler yazmışlar falan..


Maytap ters çevrilip altından yakılıyormuş, niye kimse bize söylemedi!!!
Mundar ettik maytapları!!

Yurdun koridorunda halay çektik! Odada oynadık, hiç yapmayacağım şeyler ama iyiydi eğlendik.

Sonra doğum günü kızı tutturdu caddeye gidelim diye, ona da hiç gidesim yoktu aslında. Eve yürüyerek dönmem gerekecek ve yollar çok tenha. Apple, Birdy ve Cream gelmiyordu. E o kızlar arasında ben en çok onları tanıyorum, onlar dışında bizim sınıftan üç kız ve onların üç arkadaşı vardı. Ulan moody! Apple seni sallamıyor, kimseden hayır yok yürü lan yeni arkadaş edin dedim. Gece yarısı yürüyeceğim yollara amaaaan diyip gittim kızlarla. İyiki de gitmişim. 


Önce "Cadının Evi" denen gerçekten cadıya benzeyen ama çok tatlı bir kadının işlettiği bara gittik. Orada yukarıdaki kokteyli içtim. (Hani alkol yoktu, Moody! Noluyor sana!) Sonra yılbaşında gittiğimiz Hangover'a tekrar gittik orada da aşağıdaki patatesleri yedim. Sonra eve geldim,  gece 11de yürüyerek!


Sizi hayatımda yediğim en güzel elma dilim patateslerle tanıştırayım!


Bu hafta bildiğiniz ve hissettiğiniz üzere havalar acayip soğuk. 
Ben Kıbrısta olunca tabiki kar göremedim, yağmurla beraber biraz yağdı dediler ama malesef göremediM. 
Annem karın ilk günü whatsappten üst soldaki fotoğrafını atmış, o sırada servise koşdyordum; cevap vermedim. Sonra da unutmuşum.
 Dersten çıktıktan sonra bir mesaj: "Mavi olmuş tikler, niye cevap vermiyorsun!"
Ben de servis beklediğim yerden fotoğraf çekip üst sağdaki fotoğrafı gönderdim. Hava güneşliydi ama acayip soğuktu. Hala da öyle. Evde donuyoruz! Bakınız;


Türkiyede ailemin kaldığı TOKİ lojmanları, burada kaldığım evden sonra saray yavrusu gibi geliyor. 7/24 sıcak su var, kalorifer var; bütün odalar sıcak! Annemin yemekleri!


Kıbrısta okumanın getirdikleriyle karşı karşıyayız. Çeşmelerden çamur aktı bu sabah. Banyo da yapmam lazım. Su şuan düzgün akıyor ama yine de cesaret edemiyorum bir anda böyle su gelir diye.


Bu hafta 5sınavım var. İngilizce, Mat, Kimya, Psikoloji, Beslenme İlkeleri. Psikolojiden devamsızlığım sınır aştığı (6haftacık, 18saatcik!) bakıyorlarmış diye duydum. Kimya ve Beslenme İlkeleri vizelerim 98 olduğu için kafam rahat. İng ve Mat çocuk oyuncağı zaten. (Elementary english görüyos da bis...)


Çeşmeden çamur akınca bulaşıkları yıkayamadım tabi. Sağolsun psikolog hatun camış gibi yiyip ayı gibi yattığı için temiz tabak yok. Evde de herkes kendi bulaşığını yıkasın diye anlaştık. Kız da bütün tabakları çatalları kullanmış. (Bu arada ben tam üstteki satırları yazarken "Çay yaptım içer misin" diye geldi gayet sevimli bir ifadeyle, "yok cınım ben kahve içiyorum" dedim, halbuki kahvem kutuplar kadar soğuk.) Ayrıca salata için kullandığımız kaseleri kullandım kahvaltıda. 


Bu arada Nimbus'a blogdan bahsettim. Linkini de verdim. Yarım saat boyunca mesajlarıma cevap vermedi, ben de diken üstünde oturuyorum. "Moody, ben bayıldım diyebilirim. "İçtenliğini burada on numara ortaya çıkarmışsın. Rahatsın, kendinsin, okumaktan zevk aldım." dedi. Allah Allah! Nasıl havaya uçtuğumu ben bilirim, yarım saat sırıttım sanırım.
 Görüşlerin en çok güvendiğim iki insan Nimbus ve Rose, ikisi de beğendiler. Rose tabi üşengeçlikten yazılarımı okumadı ama Nimbus hepsini okumuş. İnternetten de Nimbus'un anlamına bakmış, şapşal. Her gün girip yeni yazı varmış diye bakıyormuş, bu sefer yazı yazdım diye haber vermeyeceğim; bakalım ne zaman okuyacak. :)

Yorumlar

  1. ya valla çok eğlenceli çok tatlı anlatmışsın :) edimsel koşulla bakalım :) maytapla yiyecekler de çok güzeldiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşeekkürler, deep :)
      Çıktı edimsel koşullanma valla ona bakmamıştım ama fotoğrafını çektikten sonra fotoğraftan biraz okumuştum; sınavda çıktı!

      Sil
  2. son yazıma bakınsanaaa :)

    YanıtlaSil
  3. Deepten geldim.Takipteyim bana da buyrun sevgiler :)

    YanıtlaSil
  4. Moody nolmuş senin eski yazılara, gitmiş hepsii :(
    Ayrıca böyle bol fotoğraflı çok beğendim ya, ben de mi böyle yapsam bundan sonra valla özendim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok yazı silmedim aslında ama zaten az yazım vardı; o yüzden olabilir :) Hayatımdan çıkardığım insanların hayatımı paylaştığım blogda hala durmasını gereksiz buldum. Ne okuyun boşu boşuna ne de ben görüp hatırlayayım. Çok da rahatladım silince :)

      Bence yazması da okuması da eğlenceli oluyor. Ben fotoğraflı yazıları okumaktan daha çok zevk alıyorum. Ayrıca geri dönüp yazılarımı okuduğumda anılarımı daha iyi hatırlıyorum fotoğraflarla :) Çekmesi de eğlenceli tabiki :) Ama seni tanıyan birilerinin blogunu bulmasını kolaylaştırabilir. Benim yakın arkadaşlarım zaten bildiği ve okuduğu için ben sorun etmedim. Çevremdekiler öğrensene de sorun olmaz zaten çok özel bir şey yazmıyorum.

      Tavsiye ederim bence sen de böyle yazabilirsin; ya da ek olarak bu şekilde bir yazı dizisi oluşturabilirsin. ;)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

17 Ay Sonra...

Sonunda benim de yüzüm gülüyor be!

Moody'nin Ic Sesinden: Güzellige Dair